NEDEN KADINLAR DAHA ÇOK DEPRESYONA GİRER?

Depresyon yaygın bir rahatsızlıktır ve dünya çapında 280 milyon kişi bu ruh sağlığı durumuyla yaşamaktadır.
Uyku bozukluğu, tıbbi rahatsızlık, kronik ağrı, anksiyete ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) öyküsü olan kişilerin depresyona yakalanma olasılığı daha yüksektir.

Epidemiyolojik veriler herhangi bir yılda kadınların % 13'ü, erkeklerin % 8'inin depresyonda olduğunu göstermektedir. Türkiye Ruh Sağlığı Profili Çalışması’nda 12 aylık depresif nöbet yaygınlığı kadınlarda % 5.4, erkeklerde % 2.3, tüm nüfusta % 4.0 olarak verilmektedir. Görüldüğü gibi kadınlarda iki kat daha fazladır. Yineleyici depresyonlar kadınlarda daha sıktır.

Depresyon nedir ve nasıl hissedilir?

Depresyon kelimesinin kökeni Latincedir. Kabaca bastırmak anlamına gelir ve depresyonu olan birçok kişinin tarif ettiği ağırlık veya düşük his hissini ifade eder. Düşük ruh hali bazen kötü bir ''etki'' olarak tanımlanıyor. Depresyonu olan birçok
kişide üzüntü çökkünlük karamsarlık veya gözyaşı hissi gibi temel semptomlar görülür. Bu durum ayrıca iştahsızlık veya aşırı yeme , uyku güçlüğü, aktivitelerden zevk almama, motivasyon eksikliği, kronik boşluk hissi ve konsantrasyon eksikliği ile de ilişkilendirilebilir.

Depresif semptomların beyindeki üç ana nörotransmitterin seviyeleriyle bağlantılı olduğu bilinmektedir. Dopamin, norepinefrin ve serotoninin yüksek veya düşük seviyeleri, bir bireyin deneyimleyebileceği belirli semptomları belirleyebilir. Bu nedenle birçok farmakolojik tedavi, beynin kimyasal bileşimindeki dengesizliği ele almaya dayanır.

Bazı insanlar depresyon için belirli bir tetikleyiciyi belirleyebilse de , diğerleri için düşük ruh hallerinin belirgin bir nedeni olmayabilir ve bu da birincil neden olarak kimyasal bir dengesizliği gösterebilir. Bazı durumlarda depresyon birkaç ay olurken, diğerleri için yıllarca sürebilir.

Her kişinin depresyondan kurtulma yolculuğu, ister depresif dönemlerin şiddetini ve sıklığını azaltmak, ister semptomları tamamen çözmek olsun, çok farklıdır. Hem konuşma terapisi hem de farmakolojik müdahaleyi ele almayı ve olumlu sonuçlarla ilişkilendirilen yaşam tarzı değişikliklerini ve bütünsel yaklaşımları keşfetmeyi
gerektirebilir.

Depresyonda cinsiyet farklılığı nasıl açıklanabilir?

Kadınlarda depresyonun erkeklere göre iki kat fazla olması erkeklerin belirtilerini, alkol kullanımı, değişik eyleme vurum davranışları şeklinde ifade etmesi, kadınların bu olanakları kullanamamaları, aynı stres etkeni karşısında daha yoğun belirtiler göstermesi biçiminde açıklanmaktadır. Diğer önemli bir açıklama da hormonal nedenler ve geleneksel kadın rolü ile ilgilidir. Ayrıca kadınlarda gebelik, doğum, premenstrüel dönem, menapoz gibi biyolojik ve psikolojik olarak depresyona yatkınlık yaratan ek özellikler vardır. Cinsel ve fiziksel istismar da kadınları daha çok etkilemektedir.

Travma

Çocukluk çağı travmaları, istismar veya ebeveyn kaybı, ergenlik veya yetişkinlikte depresyon görülme riskini artırabilir.
Hem erkek hem de kız çocukları istismardan etkilense de, kız çocuklarının aile üyeleri tarafından cinsel istismara uğrama olasılığı erkek çocuklarına göre daha yüksektir. Cinsel veya fiziksel istismara ilişkin önceki bir geçmiş, depresyon veya depresif semptomlar için güçlü bir risk faktörüdür.

Aile Öyküsü

Ailede depresyon geçmişi olması, bir kadının orta yaşta veya daha erken yaşta depresyon yaşama olasılığını artırır. Bu, kronik tıbbi durumlar veya stresli yaşam olayları gibi diğer risk faktörleri hesaba katıldığında bile geçerlidir.

Psikolojik stres

Kadınlarda devam eden psikolojik stres yaygındır. Modern yaşam, her şeyi yapması beklenen kadınlara ağır talepler yükler; bu genellikle çocuk doğurmak, çocuk bakımı sağlamak, kariyer yapmak ve evi yönetmek gibi görevleri içerebilir. İş kaybı, maddi endişeler, ilişki sorunları , boşanma , çocukların ortak velayeti veya bekar ebeveyn olmak, aşırı stresli dönemlere yol açabilir. Majör depresif dönemler hem kronik hem de akut stresin ortaya çıkmasıyla önemli ölçüde ilişkilidir.

Fiziksel hastalık

Kronik hastalık veya ağrı depresyon olasılığını artırabilir. Ek olarak, depresyonla güçlü bir şekilde ilişkili olan bazı durumlar kadınlarda daha yaygındır. Bunlara hem aşırı hem de tiroid , anemi, fibromiyalji, hiperkalsemi, D vitamini eksikliği ve kronik yorgunluk sendromu dahildir.

Hormonlar

Kadınlarda depresyon , bir kadının hayatındaki farklı aşamalarla ilişkili olabilir. Hamilelik, perinatal dönem, perimenopoz ve menopoz, ruh halinde değişikliklere yol açabilir. Doğum öncesi ve sonrası yaygındır ve her iki durum da kadınların %10'unu etkiler. Kadınların yaklaşık %20'si perimenopozal dönemde depresyon yaşar. Hormonlardaki değişiklik bir kadının adet döngüsünün normal bir parçası olsa da, depresyon belirtileri üzerinde dramatik bir etkiye sahip olabilir.

Kadınlarda depresyonu tedavi etmenin en iyi yolları

Depresyonun tıbbi veya hormonal bir nedeni varsa, nedenin uygun şekilde tedavi edilebilmesi için tıbbi tavsiye almak akıllıca olacaktır. Bazı depresyon türleri, tiroid hastalığı gibi, yalnızca tıbbi nedeni yöneterek ele alınabilir.

Psikolojik destek ile Bilişsel Davranışçı Terapi gibi davranış odaklı terapiler ruh sağlığınızı ve depresyonunuzun kökenini yönetmeye başlamak için duygularınızı ifade edebileceğiniz güvenli bir alan sunabilir.

Siz de bu yazıdan sonra kendinizi bu duygulara ve düşüncelere yakın hissettiyseniz bir uzman ile ön görüşme yapabilir ve terapi sürecinize başlayabilirsiniz. Wellopta online klinik psikologları ile ücretsiz ön görüşme için kayıt olabilirsiniz.